Devekuşları dünyadaki en büyük kuşlardır. Boyları bizim boyumuzdan daha
uzundur. Bir devekuşu yaklaşık 2,5 metre uzunluğunda ve ortalama 120 kilo
ağırlığındadır.Orta Afrika'da gruplar halinde yaşayan bu kuşlar uçma
kabiliyetine sahip değildirler. Ama Allah onlara düşmanlarından kaçmaları
için başka bir özellik vermiştir. Uzun bacaklarıyla çok hızlı koşarlar, o
kadar hızlıdırlar ki, hiçbir insan koşarak onlara yetişemez. Devekuşu
hayvanlar alemindeki en hızlı koşan kuş
ve 1 saatte yaklaşık olarak 70 kilometrelik bir hıza ulaşabilmektedir. Ve
şimdi size çok ilginç bir şey söyleyelim: Devekuşunun her bir ayağında
sadece iki parmağı vardır, biliyor musunuz? Üstelik bu parmakların biri
diğerinden çok daha büyüktür. Ve devekuşları yalnızca bu büyük parmaklarının
üzerinde koşarlar.
Ayrıca, en hızlı koşan kuş
devekuşları hızlı koşmalarını sağlayan uzun bacakları sayesinde usta bir
dövüşçüdürler. Ayaklarıyla tekme atarlar ve pençeleriyle düşmanlarına karşı
rahatça kendilerini savunurlar.
Dünyanın bu en büyük kuşunun yumurtası da kuş yumurtalarının en büyük
olanıdır. Bu dev yumurtalar için kumda geniş bir çukur kazar ve buraya tüm
yumurtaları yerleştirirler. Fakat 10-12 tane yumurtladıklarında çukurun
büyüklüğünü de ona göre ayarlamaları gerekir. Eğer devekuşu, çukuru, kumda
değil de toprakta açsaydı, bu çok zaman alırdı ve kuşun çok fazla enerji
harcamasına sebep olurdu. Gerçekten de kumun taşınması, toprağa göre daha
kolaydır. Kumu elinizle bile eşeleyebilirsiniz, fakat toprak için en azından
bir kürek gereklidir. İşte bu nedenle, Allah'ın ilhamıyla hareket eden
devekuşları kazmak için toprağı değil de en az emek harcadıkları kumu tercih
ederler. Sonra da yumurtaların üzerini kolayca yine kumla örterler.
En hızlı koşan kuş devekuşları hakkındaki bir diğer ilginç bilgi de sürüdeki
bütün yumurtaların bakımını tek bir dişinin üstlenmesidir. Ancak yuva belli
sayıda yavruyu barındırabildiği için bu dişi önceliği kendi yumurtalarına
verecektir. Devekuşları kendi yumurtalarını kabukların üzerindeki hava
delikleri sayesinde ayırt ederler.
Yumurtadan çıkan yavrular savunmasızdır. Her an yırtıcı bir kuşa yem
olabilirler. Ancak, yavrular bir tehlike ile karşılaştıklarında kendilerini
korumak için yere yamyassı serilerek ölü taklidi yaparlar. Bu şekilde,
düşmanları onların ölü olduğunu düşünerek onlara saldırmaz. Bu taklidi bütün
yavrular aynı şekilde uygular.
Daha dünyaya yeni gelen bir kuşun bunu akletmesi veya öğrenmesi imkansızdır!
Peki, o zaman nasıl olur da bir kuş doğar doğmaz adeta bir tiyatrocu gibi
böyle bir rol yapma yeteneğine sahip olabilir? Cevap çok açıktır. Allah,
"Rab" yani eğiten, öğreten sıfatıyla başka hiçbir savunmaları olmayan bu
yavrucaklara böyle etkili bir korunma tekniğini öğretmiştir. |