Lidyalılar zamanında icat
edilen para, ister madeni İster banknot olsun, İnsan hayatına
damgasını vuran en önemli sembollerden biri.
Para kağıt icat edilmeden önce, deniz kabuğundan kıymetlii metallere
kadar çeşitli mallar değişim aracı olarak kullanıldı. Tarihteki ilk
madeni para basımı I.Ö. VII. yy' da Anadolu' da Lidyalılar tarafından
gerçekleştirildi. Dünyanın ilk büyük darphanesi Fatih Sultan Mehmet
tarafından İstanbul Simkeşhane' de kuruldu. M.Ö. 118 yılında deri para
kullanan Çinliler, İv 806 yılında da ilk kağıt icat parayı yaptılar
Batıda kağıt paraların basılması ve kullanılması 17. yy sonlarına
rastlıyor. İlk kağıt icat para'nın 1690' lı yıllarda ABD ve İngiltere
hükümetleri tarafından basıldığı ve dolaşıma çıkarıldığı, 1694 yılında
İngiliz Merkez Bankası ve diğer ülke merkez bankalarının kurulması ile
de yaygınlaştığı biliniyor. Osmanlı İmparatorluğunda ilk i kağıt
paralar idari, sosyal ve yasal reformların gündeme geldiği Tanzimat
Döneminde tedavüle çıkarıldı. İlk Osmanlı Banknotları Abdülmecit
tarafından 1840 yılında "Kaime-i Nakdıye-i Mutebere" adıyla, bugünkü
dille "Para Yerine Geçen Kağıt", bir anlamda para olmaktan çok faiz
getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde düzenlendi.
Matbaada basılmayan ve elle yapılan bu paraların her birine resmi
mühür vurulurdu Osmanlı Yönetimi, 1842 yılından itibaren de matbaada
para basmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı sırasında da 1915 yılından
itibaren altın ve Alman hazine bonolarını karşılık göstererek dört yıl
boyunca , yedi tertipte toplam 160 milyon liranın üzerinde banknot
çıkarttı Bu banknotlar "evrak-ı nakdiye" adı altında Türkiye
Cumhuriyeti' ne intikal etti ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kağıt para
bastırılma-dığından 1927 yılının sonuna kadar tedavülde kaldı.
Bilim adamları, bu konuda yaklaşık sayılar verebilirler. Ama bu
sıcaklığı, bildiğimiz herhangi bir şeyin sıcaklığıyla
karşılaştırarak anlamak mümkün değildir. Bir düşünün! Güneş'in
sıcaklığı derece 6 bin yüzeyinde olduğunu, içinde ise sıcaklığın 12
milyon dereceye kadar yükseldiğini... Bunu bildiğimiz neyle
karşılaştırabiliriz ki? Elimizle sıcak suya temas ettiğimizde 50
dereceden fazlasına dayanamayız. En sıcak yaz günlerinde bile hava
en fazla 40-50 derece civarındadır. Bu örnekten de anlıyoruz ki,
Allah Dünya ile Güneş'in uzaklığını en uygun olacak şekilde
yaratmıştır. Güneş bize biraz daha yakın olsaydı, Dünya üzerindeki
herşey sıcaktan kavrulur kül olurdu. Ancak, biraz daha uzakta
olsaydı, bu sefer de herşey buz tutardı. Tabi ki her iki şekilde de
yaşam mümkün olmazdı.
Güneşimiz eğer bizim Dünyamız'a gereğinden fazla yakın olşaydı,
Dünyamız bayağı ter dökerdi hatta erirdi. Tüm bu hassas dengeler
Allah'ın kontrolündedir.
Aslında, benzer şekilde Güneş'in ısısını daha az alan kutup
bölgeleri devamlı bir buz tabakası ile kaplı; daha çok alan Ekvator
bölgeleri ise devamlı sıcaktır. Allah, bu bölgeleri bizlere örnek
olsun diye yaratmıştır. Diğer yerler ise canlıların yaşamına en
uygun şartlarda yaratılmıştır. Bu Allah'ın bize olan şefkatini
gösterir. Çünkü, Allah Güneş ile Dünya arasındaki uzaklığı şu anki
gibi en uygun şekilde yaratmasaydı, Dünya'daki yaşam çok daha zor
olurdu. Hatta olmayabilirdi.
|